Gümüşhane’nin Torul ilçesindeki “yeraltı sarayı” Karaca Mağarası, yılbaşından bu yana 110 bin ziyaretçiyi ağırladı. Milyonlarca yılda oluşan sarkıt ve dikitlerle görsel bir şölen sunan mağara, aynı zamanda solunum yolu hastalıklarına iyi gelen havasıyla da dikkat çekiyor.
Torul ilçesine bağlı Cebeli köyü sınırları içerisinde yer alan, sarkıt, dikit ve damlataşı şekillerinin en yoğun, en güzel, en görkemli ve görenleri büyüleyici örneklerine sahip Karaca Mağarası, oluşumların yoğunluğu bakımından Türkiye ve dünyanın en zengin mağaralarından birisi olarak kabul ediliyor.
150 milyon yıllık doğal miras
“Gümüşhane’nin yer altı sarayı” olarak nitelendirilen ve ana kayası 150 milyon yıl yaşındaki Karaca Mağarası, tatil sezonu bitmiş olmasına rağmen yoğun şekilde ziyaretçi ağırlamaya devam ediyor.
Gümüşhane-Trabzon karayoluna 4 kilometre mesafede, denizden bin 550 metre yükseklikte, ortalama tavan yüksekliği 18 metre ve toplam iç alanı yaklaşık bin 500 metrekare olan mağaraya gelen yerli ve yabancı ziyaretçiler yüksek tavanlardan aşağıya ve tem tersi istikamette milyonlarca yılda oluşan devasa sarkıt, dikit ve sütunlarla mağara çiçekleri, mağara incileri, traverten havuzları, mağara gülleri gibi oluşumları hayranlık ve şaşkınlıkla karşılıyor.
Yılbaşından bugüne 110 bin kişinin ziyaret ettiği Karaca Mağarası, uzmanlar tarafından solunum yolu hastalıklarının tedavisinde kullanılan alternatif tedavi yöntemlerinden birisi olan ve tuz terapisi olarak da adlandırılan halo terapiye Türkiye’de uygun olan az sayıdaki mağaralardan birisi olarak biliniyor.
Tekstil mühendisiyken istifa edip hayallerinin peşinden giderek motosikletiyle tek başına Türkiye’nin 81 ilini gezmeye başlayan Saliha Özkan, Karaca Mağarasını hep merak ettiğini ve görünce çok etkilendiğini söyledi.
“Astım geçmişi olan bir insan olarak da içeriye geldiğimde o farkı hissedebiliyorsun nefes aldığında”
Projesinde 59. şehir olarak Gümüşhane’ye geldiğini Karaca Mağarasını ziyaret ettiğini kaydeden Özkan “Daha önce de araştırmıştım. Fotoğraflarını gördüm fakat içerisinde olmak bambaşka bir şey. Astım geçmişi olan bir insan olarak da içeriye geldiğimde o farkı hissedebiliyorsun nefes aldığında. Oldukça rahat. Vaktim olsa da her gün gelebilsem diyorum. İnşallah tekrardan yolumuz düşer buralara” dedi.
Karaca Mağarasının yapısının daha önce gittiği mağaralara göre çok daha farklı olduğunu ifade eden Özkan, “Buranın yapısı çok farklı ve çok ütopik duruyor. Hayal ürünü gibi duruyor. O kadar güzel ki içerisinde bulunmak en başta nefesini çok iyi dengelediği için huzur verici bir etkisini hissettim ben açıkçası” diye konuştu.
“Gerçekten inanılmaz bir yer”
İstanbul’dan gelen Muhammed Can Kopuz ise “Buranın methini çok duymuştuk. Bir çobanın hikayesi olduğu söylendi. Biz de gelip görmek istedik. Gerçekten inanılmaz bir yer. Müthiş bir eser diyebiliriz. Gümüşhane’nin böyle güzelliklerinin de korunması ve sonraki nesne aktarılması çok önemli. Herkesi buraya bekliyoruz. Beni en çok etkileyen bir santimetrelik kısmın 15 yılda oluşması oldu” ifadelerini kullandı.
“İçeriye giren kronik ciğer rahatsızlığı olan misafirler çok rahatladığını söylüyorlar”
Trabzon’dan mağaraya günübirlik tur getiren grup lideri Kerem Akcelep de “Yerli ve yabancı misafirlerimizin Karaca Mağarasından çok güzel dönütleri oluyor. Çünkü bu mağaranın diğer mağaralara oranla daha farklı oluşumları mevcut. İçeride verilen bilgiler de çok ilginç olduğu için genelde güzel dönütler veriliyor. Aynı zamanda mağaranın içindeki havanın yumuşak olması da bir avantaj. Genelde içeriye giren kronik ciğer rahatsızlığı olan misafirler çok rahatladığını söylüyorlar” dedi.
Cezayir’den gelen mimar Ryan Algires de “Şu an tatildeyim. Karaca Mağarasına geldik ve çok güzel bir yer. İçeride farklı dillerde tanıtım seslendirmeleri gayet başarılı. Beni en çok mağaranın sonundaki yer etkiledi” diye konuştu.
(RE-ÖS-Y)
Gümüşhane’nin “Yeraltı Sarayı” 110 bin ziyaretçiyi ağırladı
Yorum Yaz