Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) İsrail’in Gazze Şeridi’nde Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarına yönelik kısıtlamalarının hukuki sonuçlarına ilişkin görüş bildireceği duruşmalar, Hollanda’nın Lahey kentindeki Barış Sarayı’nda başladı.
İsrail’in 2 Mart’tan bu yana insani yardım ve gıda girişine izin vermediği Gazze Şeridi, kitlesel açlık tehlikesiyle karşı karşıya bulunurken, Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı, Türkiye dahil 40 kadar ülkenin desteğiyle İsrail’in Filistinli sivillere acil insani yardım sağlanmasına yönelik hukuki yükümlülüklerini gündemine taşıdı.
Duruşmalar, BM temsilcisinin hitabıyla başladı
Hafta boyunca devam edecek duruşmalar, BM Hukuk Müşaviri ve Hukuk İşleri Genel Sekreteri Elinor Hammarskjöld’un hitabıyla başladı. İsveçli hukukçu ve diplomat Hammarskjöld konuşmasında, 2 Mart’tan bu yana Gazze’ye hiçbir insani yardım ve ticari mal girişine izin verilmediğine ve bunların yıkıcı insani sonuçlar doğurduğuna dikkat çekti. Hammarskjöld, “Uluslararası insancıl hukuk yükümlülükleri, İsrail işgali altındaki sivil toprakların tamamında geçerlidir. Bu yükümlülükler, Filistin halkının temsilcilerinin BM kuruluşlarından temel ihtiyaç maddeleri ve hizmetlerin alınmasına yönelik kararlarına saygı gösterilmesi ve halkın kendi geleceğini tayin hakkından tam manasıyla yararlanmasını da kapsar” dedi.
BM kuruluşlarının Filistin topraklarında hayati hizmetler ve kalkınma yardımı sağladığına dikkat çeken Hammarskjöld, çatışmaların başından bu yana en az 295 BM personelinin hayatını kaybettiğine işaret etti. Hammarskjöld, “İsrail, yerel halkın yararına olacak bir idare gerçekleştirmeli, yardım programlarının yürütülmesini kolaylaştırmalı, çocukların bakımı ve eğitimi için kurumlara destek sunmalı ve BM tarafından kurulanlar dahil olmak üzere sağlık ve hastane hizmetlerini sürdürmelidir” diye konuştu.
“İsrail, soykırım suçundan yargılanan gayrimeşru ve işgalci bir güç”
Filistin’in Hollanda Büyükelçisi Ammar Hicazi ise, sözlü sunumunda İsrail’in Gazze’de insan eliyle oluşturulan bir felakete neden olduğunu söyledi. Hicazi, “İsrail, 2 aydır Gazze’ye su, gıda, ilaç, tıbbi malzeme ve yakıt girişine izin vermiyor. Bu politika, yardım maddelerinin girişine yönelik çok sayıda müracaatı reddeden İsrail Yüksek Mahkemesi tarafından da destekleniyor. Bu şekilde de insan eliyle oluşturulan bir felakete ve açlıktan ölümlere neden oluyor” ifadelerini kullandı. BM Genel Sekreteri’nin Gazze’yi bir “ölüm tarlası” olarak nitelendirdiğine dikkat çeken Hicazi, UAD’nin bu davaya bakma yetkisinde şüphe bulunmadığını ve bu konunun BM’nin temel görev alanının merkezinde yer aldığını söyledi.
Hicazi, Filistin Devleti’nin İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki ve Batı Şeria’daki eylemlerinin kalıcı ilhak ve etnik temizlik amacı taşıdığına ilişkin deliller sunacağını belirtti. Büyükelçi, “İsrail, soykırım suçundan yargılanan gayrimeşru bir işgalci güçtür. Başbakanı da Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından aranmaktadır” şeklinde konuştu.
Filistinli temsilci, “İsrail, Filistin halkını yok etmeye ve Filistin’i haritadan silmeye çalışıyor. İsrail, İnsani yardım kuruluşlarını engelleyerek ve faaliyetlerini yasaklayarak BM Sözleşmesi ve diğer uluslararası hukuk belgeleri kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal ediyor” dedi.
Türkiye sunum yapacak
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda geçtiğimiz aralık ayında kabul edilen ve Uluslararası Adalet Divanı’ndan İsrail’in hukuki yükümlülüklerine ilişkin görüş bildirmesini talep eden bir karar çerçevesinde bugün başlayan duruşmalar, 5 gün boyunca devam edecek. İsrail’in BM’nin Filistinli mültecilere yardım ajansı UNRWA’nın İsrail kontrolündeki topraklarda faaliyet göstermesini yasaklamasının ardından kabul edilen BM Genel Kurulu kararı sonrasında başlayan duruşmalarda, Türkiye’nin yanı sıra ABD, Çin, Fransa, Rusya ve Suudi Arabistan dahil 40’a yakın ülkeden temsilciler, 15 yargıçtan oluşan panele sunum yapacak. Uluslararası Mahkeme yargıçlarına aynı zamanda İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği ve Afrika Birliği de sunum gerçekleştirecek.
İsrail Dışişleri Bakanı tepki gösterdi
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Birleşmiş Milletler’in başlıca yargı organı UAD’dedeki duruşmaları, “ülkesi aleyhindeki sistematik adaletsizliğin ve ülkesini gayrimeşrulaştırma sürecinin bir parçası” olarak tanımladı. İsrailli bakan, UAD’nin tamamen siyasallaştığını savundu ve Lahey’deki duruşmaları “utanç verici” olarak tanımladı.