Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Ankara’da kamu zararına yol açıldığı iddiasıyla başlatılan soruşturmada gözaltına alınan şüphelilere ilişkin, “Pahalı yaptılarsa cezalarını çekerler, pahalı yapmamışlarsa da aklanırlar” dedi.
ABB Başkanı Yavaş, Ankara’da kamu zararına yol açıldığı iddiasıyla başlatılan ve 13 kişi hakkında gözaltı kararı verilen ‘konser’ soruşturmasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Belediye olarak daha önce geçmişe yönelik konser incelemelerinin gerçekleştirildiğini ve herhangi bir zarar saptamadıklarını dile getiren Yavaş, “Mülkiye müfettişleri birtakım bilirkişi heyeti oluşturdular. Ben bunların uzmanlık alanının bu konuyla hiç alakası olmadığını tespit ettim. Medya bilirkişisi, Elmadağ Gençlik ve Spor İlçe Müdür Vekili, Ankara Defterdarlığı muhasebe uzmanları ve Ankara Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü personeli olmak üzere bunlardan bir heyet oluşturmuşlar. Oysa bu bilirkişinin Türkiye’nin çeşitli yerlerinde bu işi yapan uzman kişilerden olması gerekirdi. Dolayısıyla bunlar bir rapor düzenlemiş, bu bilirkişi raporu üzerine mülkiye müfettişleri dosyayı savcılığa göndermiş. Buna yapılan karşılıklı itirazlar sonucunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bir dosyayı savcıya göndermek suretiyle o da yeni bir inceleme başlatmış. Bir bilirkişi heyeti tespit etmiş. Heyet de bu eski bilirkişinin yaptığı rapor üzerinden kamu zararını açıklıyor. Usulüne uygun yapılmayan bir inceleme üzerine yapılıyor. Savcılığa dilekçe verdik, ‘Eğer kıyaslayacaksanız Mercedes ile Mercedes’i kıyaslayın’ dedik” diye konuştu.
“Biz adalet istiyoruz”
Kamu zararı adı altında bahsedilen 154 milyon liradan fazla tutarın neye göre hesaplandığını anlamadıklarını söyleyen Yavaş, “Örneğin, sahne 3-5 milyona kurulurdu. Sahnedekilerin her biri ayrı bir bedel ve bunlar otomatik robot. Biz şunu istiyoruz; 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için yapılmış Türkiye’nin en büyük sahnesi, daha ucuza olabilir miydi? Elbette olabilirdi, o konudaki özeleştirilerin hepsini ben kabul ediyorum. Mesela bize verilen hak edişte 146 kişi çalışmış. 146 kişi, yaklaşık 15-20 gün yevmiye usulü çalışmış. Çok özellikli elemanlar var, günlük 20 bin lira, 100 bin lira civarında para alanlar da var. Bunların tamamı uzmanlık istiyor. Bu ekipmanların tamamı 20 tırda gelmiş. Biz adalet istiyoruz” dedi.
“Pahalı yaptılarsa cezalarını çekerler, pahalı yapmamışlarsa da aklanırlar”
“Konserle ilgili benim savunacağım hiçbir şey yok” diyen Yavaş, sözlerine şöyle devam etti:
“Pahalı yapmışlarsa cezasını çekerler, eğer pahalı yapmamışlarsa da aklanırlar ama elbette şunu eleştiriyorum; sabaha karşı evlerinden apar topar alınmak. Bunlar kaç yıldır ABB’de çalışıyorlar. Bir tanesi hariç tamamı bizden önceki dönemin personeli. Kaç yıldır çalışıyorlar. İfadeye, emniyete çağırdınız da gelmediler mi? Artık bu usulün Türkiye’de kalkması lazım. Apar topar alınmalarının hukukta yeri yoktur.”
“Gökçek ve ailesi yargılanmadan asla adaletten bahsedemeyiz”
Eski ABB Başkanı Melih Gökçek’in operasyon öncesinde operasyon olacağına dair sosyal medya hesabından paylaşım yaptığını savunan Yavaş, “Şimdi de tepkiyi görünce ’Ben onu kast etmedim’ diyor. Bu ülkede Gökçek ve ailesinin tümü yargılanmadan, hapse girmeden ve yaptıklarının hesabı sorulmadan asla adaletten bahsedilemez” dedi.
Kendisi hakkında son 6 yıl boyunca sürekli şikayetlerin yapıldığını söyleyen Yavaş, “Mülkiye müfettişleri de boş geçmiyor. Yaklaşık 109 tane şikayet yapıldı. Bunların hepsi tahkik edildi, 100 küsür tanesi şu anda ‘suç unsuru yok’ diye kapatıldı. Elbette kapatılacak, biz buraya ‘suç işlemeyeceğiz’ diye geldik. Kendimize sonuna kadar güveniyoruz, istedikleri kadar şikayet etsinler. Biz böyle yaparken eski döneme ait, yolsuzlukları arşa kadar çıkmış, dünyanın her yanından bilinen bu aile ile ilgili neler yaptık. Gökçek dönemi dosyalarından ‘ihaleye fesat’, ‘kamu zararı’ iddiasıyla 100’e yakın suç duyurusunda bulunduk. Bu dosyaların sonucuna baktığımızda 55 dosyada bilirkişi raporu alınmak suretiyle takipsizlik kararı verilmişti. 11 dosyada bilirkişi raporu dahi ihtiyaç duyulmadan takipsizlik kararı verilmiş. Bürokratlar hakkında da 11 dosyada iddianame düzenlendi ancak bu 11 dosyada yargılamalar devam ediyor. Bu bürokratların hiçbirisi gece evinden alınmadı, adli yaptırım da yapılmadı. Yargılanıyorlar, doğrusu da budur. Yargılandıktan sonra mahkeme cezayı kesinleştirince biz o insanlara suçlu diyebileceğiz” ifadelerini kullandı.
Yavaş, verdikleri 100’e yakın suç duyurusundan ise şu örnekleri verdi:
“Oğlan boş geziyor, oğlana bir iş vermesi lazım. Futbol takımı verip onunla oyalanması lazım, çünkü hiçbir iş yapmıyor, elinden hiçbir iş gelmiyor. Babası ona bir tane futbol takımı almış, buna para lazım. Bazı şirketlerden ihale vermek suretiyle bir de hafriyat gelirini, belediyenin oldukça büyük bir gelirini ANFA’ya, ANFA üzerinden de Osmanlıspor’a vermiş. Çok şikayet oldu bu konuda ve Sayın Mustafa Tuna gelir gelmez bunu sonlandırdı ve ne kadar gelir kaybı olduğunu gösterdi. Biz gelir gelmez ‘kamu zararı var’ diye hafriyat dosyasını şikayet ettik. Bu dosyada takipsizlik kararı çıktı. Neden? Gökçek’in orada imzası yokmuş. Ancak belgesi var, olur belgesi. Hadi bilirkişi görmedi bunu, savcı da mı görmedi? Takipsizlik verildi. Buradaki zararı tespit etmenin imkanı yok. Bizim ilk aydaki ciromuz 1 milyar 182 milyon. Oğlanın futbol hevesine gitti bu paralar. Bunun hesabı sorulmamalı mı arkadaşlar? Bu kamu zararı değil mi? Kamu zararı kaç para olursa bunları gözaltına alıp tutuklarsınız? Başka bir soruşturma; Ankapark hukuki süreci. Ankapark’ı da şikayet ettik. Savcılık önce soruşturma izni istedi, Süleyman Soylu soruşturmaya ‘zarar yok’ diye izni vermedi. Bunun üzerine biz Danıştay 1. Dairesine itiraz ettik. Danıştay itirazımıza ‘Bu dosyadaki bütün iddiaların tek tek incelenmesi lazım. İnceledikten sonra hangisi 4483 sayılı Kanun’a giriyor, Gökçek’i ilgilendiriyor, kaç tanesinde ihaleye fesat karıştırma var, bunları tek tek inceleyin’ diye geri gönderdi. Maalesef bir önceki mahkeme bunları yapmadı ve iki tane dosyayı öylesine inceleyerek -halbuki 52 dosya var- takipsizlik kararını verdi ve geçti. Biz, sulh cezaya itiraz ettik, onlar da reddetti. Yapabileceğimiz tek şey var, o da kanun yoluna bozma talebi. Kanun yoluna bozma talebine gittik, dosyamız 2024’ten beri hala adliyede bekliyor. ABB kapsamında yine 52 ayrı suç unsuru bulundu.”