Ankara’nın ilk fetih camii Sultan Alaaddin Camii, Selçuklu döneminden kalan tarihi minberi ve külliyesi ile hizmet vermeye devam ediyor.
Ankara Kalesi’nde bulunan ve ilk fetih camisi olarak bilinen Sultan Alaaddin Camii, Selçuklu döneminden günümüze kalan minberi ve külliye yapısıyla tarih meraklılarının ilgisini çekiyor. Asırlar boyunca ibadet ve toplumsal buluşma merkezi olarak hizmet veren camiyi, Cami İmamı Mustafa Kavlak İhlas Haber Ajansı muhabirine anlattı.
Yaklaşık 16 yıldır Sultan Alaaddin Camii İmamı Mustafa Kavlak, “Burası Ankara’mızın ilk fetih camisi. 1070’te Malazgirt, Muhammed Alparslan, Anadolu’ya Türklerin kapısını açınca aradan 2 sene sonra Sivas, Ankara ve İzmir kalelerini fethetmiş. İlk fetih caminin mihrabı da bahçemizde. Daha sonra da Selçuklu Sultanı Kılıç Arslan’ın oğlu Mesud burayı ulu camiye çevirmiş. 7-8 bin kapasiteli bir cami hizmete vermiş burayı. Zaten Selçuklu’da yapılan camiler genelde çok amaçlı yapılmış, külliye şeklinde. Bu sac ayağı üzerinde Müslümanların birliğini ve beraberliğini sağlama hususunda ulu cami yapılmış. Normalde bu cami 7-8 bin kapasiteli bir camiymiş. Esas caminin temelleri zindan kapısının yanından başlıyor geriye kadar. Geriden de surlara kadar uzanan 7-8 bin kişinin rahatça cuma günü burada namazlarını eda ettiği ve bir araya geldiği meşveret yeri olarak kullanıldığı bir alan olarak, bir cami olarak burada asırlarca hizmet vermiş” dedi.
“Ben buraya 2010 yılında geldiğimde buraya gelen ziyaretçiler vardı. O ziyaretçilerde şöyle caminin o zamanki işte buraya ziyaretçilerden halveti dervişleri vardı. Onlarla sohbet ettiğimde hocam dediler biz de senin gibi merak ediyorduk bu zatı dediler. Arşivlerden biz araştırdık, Vakıflar Genel müdürlüğünden, Bölge Müdürlüğünden, Kültür Bakanlığından çıkmadı ismi. Bu zat görevi şöyle. Selçuklu ordularının başında gelen komutanların manevi rehberi, hocası, yol göstericisi, yani ilim erbabı mübarek Allah dostu bir zat olduğu düşünülüyor. Ulu Cami’nin aynı zamanda şifahanesi, misafirhanesi, aşevi, kütüphanesi, han, hamam, medresesi olan bir külliye şeklinde yapılmış bir eser burası. Bunlar ne olmuş? 1200’lerde Moğol istilasına uğramış burası. Taş üzerinde taş bırakmamışlar Moğollar, binlerce şehit vermişiz. O şehit kabirleri, şu surların arkasında park var. Olduğu gibi oralar hep şehitlik. Bir tane mezar taşı dahi yok.”
Kavlak, cami içerisindeki minberin Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan’ın oğlu II. Mesud tarafından yaptırıldığını ifade ederek, üzerindeki kitabede minberin ‘Selçuklu Devleti Sultanı, Rum ve Yunan mülkünün efendisi, İslam dininin ihyacısı Kılıç Arslanoğlu Muhyiddin Mesud döneminde, Arabi aylardan Safer ayında’ bilgisinin yer aldığını belirtti. Kavlak ayrıca, saldırı sırasında minberde meydana gelen top atışına ait yanık izlerinin hala görülebildiğini aktardı.
Ankara’nın ilk fetih camii Sultan Alaaddin’de Selçuklu mirası yaşıyor
Yorum Yaz