Hastalar üzerinden haksız kazanç sağlandığı iddiasıyla Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne yönelik yürütülen soruşturma tamamlandı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan 178 sayfalık iddianamede, 3 doktor hakkında 2 suçtan 9’ar yıldan 18’er yıla kadar hapis cezası talep edildi. 8 şüpheli hakkında ise 6’şar yıldan 12’şer yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları istendi.
Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli sağlık çalışanlarının hastalar üzerinden haksız kazanç sağlandığı iddiasına ilişkin 1’i profesör 11 şüpheliye yönelik Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan 178 sayfalık iddianamede, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ve İstanbul Mali Suçlarla Şube Müdürlüğü ‘ihbar edenler’, 33 kişi ise ‘mağdur’ sıfatıyla yer aldı.
“Hastaneye 20 bin lira malzeme ve ekipman için, kendisine de 30 bin lira bıçak parası vermemiz gerektiğini söyledi”
Hazırlanan iddianamede, müştekilerin de beyanlarına yer verildi. 33 müşteki arasında yer alan Ö.O., “Babam akciğer kanseri hastasıdır, SGK’dan emeklidir. Bu nedenle Devlet Hastanelerinden tedavisini ücretsiz bir şekilde gerçekleşmektedir. Babamın tedavisi için 9 ay önce Samatya Devlet Hastanesi’ne gittik. Babamın tedavisi ile R.U. isimli doktor ilgilendi. Babam bu hastanede kemoterapi gördü. Kanser hücreleri küçülmeye başladıktan sonra doktor bize cerrahi bir tedavi uygulanabileceği, fakat buna cerrahın karar vermesi gerektiğini söyledi. Biz de Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ne gitmeye karar verdik. Burada doktor Y.S.’den randevu aldık, kayıt açtırdık. Burada doktor, babamın lenf bezlerinde bir sorun olmadığını ancak acil olarak akciğer bölgesinde ameliyat yapılması gerektiğini söyledi. Ben doktora özellikle babamın lenf bezlerinde bir problem olup, olmadığını sorduğum halde bana olmadığı bilgisini verdi. Burada doktor bize, hastaneye bağış yapılırsa ameliyatın daha hızlı bir şekilde gerçekleşeceğini, herhangi bir sıra beklemek zorunda kalmayacağımızı, aksi halde ameliyatın aylar sonra yapılabileceğini, bunun da babam için tehlike oluşturabileceğini söyledi. Biz kendisinden bağış konusunda bilgi istediğimizde, bize odada detaylı bilgi vermedi ve benim telefon numaramı istedi, numaramı verdim. 1 gün sonra beni aradılar ve hastaneye ödememiz gereken para miktarını söylediler. Hastaneye 20 bin lira malzeme ve ekipman için ödeme yapılması gerektiğini, kendisine de 30 bin lira bıçak parası vermemiz gerektiğini söyledi. Doktor Y.S., odasında para ile ilgili konuşmuyordu, sadece Whatsapp üzerinden konuşuyordu. Bu konu karşısında çok şaşırmıştım. Ben daha sonra bu durumu hastanenin Başhekim Yardımcısı doktor K.K.’ya bilgi verdim. Kendisi bana böyle bir şeyin mümkün olmayacağını, devletin tüm ameliyat masraflarını karşıladığını ve doktorun böyle bir talepte bulunamayacağını söyledi. Başhekim daha sonrasında bizi başka bir doktora yönlendirdi, o doktor bize herhangi bir talepte bulunmadı. Bu durumu öğrenince doktor Y.S. ile iletişimi kestim, kendisine herhangi bir ödeme yapmadım, şikayetçiyim” ifadelerini kullandı.
“Eşim kuyumcuya gidip altın bozdurarak, hesaba 30 bin lira gönderdi, aynı gün biyopsi sonucum geldi”
İddianamede beyanına yer verilen bir diğer mağdur M.D. ise, “Ağustos 2024 yılında akciğer rahatsızlığım nedeniyle İstanbul Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ne muayene olma amacıyla gittim. Bu hastanede ilk muayene işlemimi Dr. M.M. isimli şahıs yaptı. Bana tomografi yapıldı ve doktor Akciğer kanseri olduğumu, acil olarak ameliyat olmam gerektiğini söyledi. Biyopsi için V.E. isimli doktora yönlendirdi. V.E., kanserin ileri düzeyde olduğunu, acil bir şekilde biyopsi işlemi yapılması gerektiğini ancak sonuçların gelmesinin 1 haftayı bulduğunu, benim durumun aciliyeti olduğunu, hızlı bir şekilde sonuçların gelebilmesi için hatırladığım kadarıyla 30 bin lira göndermem gerektiğini söyledi. Kendilerinin biyopsi yapılan yere parayı gönderdiklerini, bu şekilde 1 gün içerisinde tamamlanacağını belirtti. Ben de kabul ettim ve oradan ayrıldım. Ertesi gün eşimle birlikte biyopsi işlemi için hastaneye gittik ve işlemi yaptırdık. İşlem sonrası hastaneden ayrıldıktan sonra Dr. V.E. eşimi aradı ve biyopsi sonuçlarının bir an önce gelmesi için atacağı hesaba 30 bin lira para göndermesini söyledi. Eşim kuyumcuya gidip altın bozdurarak, hesaba 30 bin lira gönderdi, aynı gün biyopsi sonucum geldi” dedi.
İddianamede örgüt şemasına da yer verildi
İddianamede, şüphelilerin ‘örgüt şemasına da’ yer verildi. Şemada, Prof. Dr. M.M. örgüt elebaşı, Doç. Dr. V.E. ve Uzman Doktor Y.S. ise örgüt yöneticisi olarak yer aldı. Ayrıca Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi M.F, doktor E.Ö, Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi Göğüs Cerrahisi bölümünde servis sorumlusu hemşire A.A, Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi Göğüs Cerrahisi bölümünde temizlik görevlisi Ö.A, tıbbi mamuller firmasında çalışan O.B, briç oyuncusu-eğitmen O.Ö, A.Ç.B. ve Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi Göğüs Cerrahisi bölümünde veri giriş personeli Y.Ö. örgüt üyesi olarak iddianamede yer aldı.
9’ar yıldan 18’er yıla kadar hapis cezası talebi
Hazırlanan iddianamede şüpheliler, İddianamede, şüpheliler Prof. Dr. M.M, Doç. Dr. V.E. ve Uzman Doktor Y.Ş. hakkında ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’ suçundan 4’er yıldan 8’er yıla ve ‘irtikap’ suçundan ise 5’er yıldan 10’ar yıl olmak üzere toplam 9’ar yıldan 18’er yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları talep edildi. Öte yandan diğer 8 şüpheli hakkında ise ‘irtikap’ ve ‘suç örgütüne üye olmak’ suçlarından 6’şar yıldan 12’şer yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları istendi.
Sanıkların önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkması bekleniyor.