Beykoz Belediyesi’ne yönelik gerçekleştirilen ’Yolsuzluk’ davası kapsamında görevden uzaklaştırılan Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in de aralarında bulunduğu 13’ü tutuklu 26 sanığın yargılandığı duruşma sanık savunmalarıyla sürüyor. Tutuklu sanıklardan Eski Belediye Başkan Yardımcısı Fidan Gül, kültür müdürlüğü bünyesinde çalışacak kişilerin PDR mezunu olması gerekirken özel kalem müdürü Veli Gümüş’ün kendi akrabasını işe aldığını söyleyerek, “Akrabalarının işe alındığını tespit ettikten sonra çıkışlarını yaptığım için Veli beyin ayağına basmış oldum” dedi.
Görevden uzaklaştırılan Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in de aralarında bulunduğu 13’ü tutuklu 26 sanığın yargılandığı dava ikinci gününde de devam ediyor. Anadolu 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar katılırken, taraf avukatları salonda hazır bulundu.
“İşimi hakkıyla yaptım, suçsuz yere yatıyorum”
Duruşmada savunma yapan İnci isimli iklimlendirme firmasının sahibi tutuklu sanık Uğur İnci, “Belediye ile 11 yıldır çalışıyorum. 2005-2019 yılları arasında çeşitli ihaleler aldık. Aldığım ihalelere katiyen yerine getirip teslim ettim. Alaattin bey ve bu süre içinde bir alacağımız vardı. Alacağımız ile ilgili kendileri ile görüşemedik. Belli bir süre hem alacağımızı alamadık hem de ihaleleri yapamadık. Aynı zamanda eskiden kalan ihalelerden sözleşmeli işlerimiz vardı, yapmakta zorluk çekiyorduk. Bunlarla ilgili işlem yapamadık. Mail yoluyla kendilerine uyarıda bulunduk. 2024 Mart ayından sonuna kadar belediyeye giremedik. Çok zaman geçmedi, yangın olayı gerçekleşti. Sonra Alaattin bey bizi davet etti. Gördü ki biz uzun zaman mail attık. Mart ile Ağustos ayı içinde işler yapılamadı veya eksik yapıldı. Sonra tekrar ihalelere davet ettiler. Biz alacağımız ücreti aldıktan sonra işi yapacağımızı söyledik.” dedi.
“44 milyon TL alacağımız vardı”
İnci, “5 ay gibi aradan sonra zor durumda olduklarını, işlerin gitmediğini ve ilerlemediğini söylediler. Bizi ihalelere davet ettiler. Eski dönemden alacağımızı alabilmek için çalıştık. Yeni dönemde de alacağımız birikti. 44 milyon 250 bin TL gibi bir rakam oldu. Alabildiğimiz para ufak ufak oldu. Soruşturma başlamadan önce ihtar gönderdik. Bizden öncekileri kabul etmiyoruz. Bizden sonrakileri taksit taksit öderiz denildi. Bize geçiş sürecinde bir iş vermediler. Kimle çalıştıklarını bilmiyorum. Yangın olayı sonrası bizi çağırdılar. Elektrikle çalışan birçok cihazın tamirini yapıyoruz, bir mekanik firmasıyız. Birçok kamu kuruluşunun işlerini yapıyoruz. Beykoz sadece bir tanesi. Biz alacaklarımız ile ilgili tek yetkili Duran Bey vardı. Ödeme isteyeceğimiz zaman da sadece Duran Bey vardı. Biz iş yapmaya Ağustos ayından sonra başladık. Alacağımızı da alamadık mağduruz. Lanet olsun, keşke belediyeye iş yapmasaydım diyorum. Burada kaç aydır suçsuz yere yatıyorum. Bir ailem var, bu belediyeye 11 yıldır hizmet veriyorum. 3 tane başkan gördüm. İşimi hakkıyla yaptım” ifadelerini kullandı.
“Kamuyu zarara uğratacak bir şey yapmadım”
Firma sahibi tutuklu sanık Mustafa Karadağ, “Kamuyu zarara uğratacak bir şey yapmadım. 2017 yılında Ataşehir Belediyesi’nde çalışmaya başladım. Bir şirket kurmayı düşündüm. Sektörü öğrendikten sonra şirketimi kurdum. 2024 yılından sonra Ataşehir Belediyesi’nden ayrıldım. Beykoz Belediyesiyle iş yaptım. Belediyeler bana mail üzerinden davet usulü ya da doğrudan temin için mail gönderirler. Beykoz Belediyesinden 4 davet aldım. 2 ihaleye katıldım, birini kazandım. Doğrudan temin ile ise 2 ihale aldım. Daha sonra teklif gelmedi. Ben ticaret hayatıma devam ettim” şeklinde konuştu.
“Müdürlükten alındım yerime başkası atandı”
Tutuklu sanık Belediye Başkan Yardımcısı Fidan Gül ise, Mayıs 2024 tarihinde Alaattin Köseler’in daveti üzerine uzun yıllardır farklı müdürlüklerle çalıştığı Beylikdüzü Belediyesi’nden ayrılarak Beykoz Belediyesi Başkan Yardımcılığı görevine başladığını anlattı. Göreve başladıktan bir gün sonra belediye başkanı tarafından görevine son verildiğini söyleyen Gül, “Görevden alındıktan sonra 14 Haziran’a kadar atıl durumda bekletildim. Bu süre zarfında görev verilmedi. 14 Haziran’da sosyal hizmetler müdürlüğü verildi. Temmuz ayında başkan yardımcısı olarak göreve atandım. Ancak hiç bir iştirak ve müdürlük bana bağlanmadı. Sadece benim müdür olarak görev yaptığım sosyal işler müdürlüğü boştaydı. Bu nedenle hem müdürlük hem de başkanlık yaptım. Müdürlüğü aldığımda yaptığım kontrollerde alımlar için ihale yapacak bütçemizin olmadığını gördüm. Bütçe talebinde bulunmak istedim ama başkanın ek bütçe için uygun olmadığını ve benimle görüşmeyeceği söylendi. Bende Eylül’de belediye meclisine ek bütçe talebinde bulundum. Eylül ayının sonunda İBB meclisinden onay alınarak ek bütçe bize verildi. Bu süre zarfında müdürlüğe herhangi bir alım yapılmadı. 30 Eylül’de müdürlükten alındım. Yerime başka bir kişi müdür olarak atandı.” dedi.
“Kendi akrabasını işe almış”
Başkan yardımcısı olarak göreve başladıktan bir gün sonra görevden alınmam benim kariyerim için kötü bir durumdur. Diğer sanıklarla bir yakınlığım yoktur. Örgüt kavramı içerisinde ben kesinlikle yokum” diyen Gül, “İnsan Kaynakları Müdürlüğü bana bağlandıktan sonra belediye içerisinde belli yerlerin fazla çalışanla doldurulduğu olduğu yönünde tespitlerimiz oldu. Veli beyin ailesinden ve akrabalarından işe alımların yapıldığını gördük. Kültür müdürlüğünde bünyesinde kurslarda çalışacak kişilerin PDR mezun olması gerekirken Veli Bey, kendi akrabası psikolog mezun olduğu için işe almış. 3 aylık değerlendirme kısmında gerekli desteği ve açıklamayı yapamadığını gördük. Akrabalarının işe alındığını tespit ettikten sonra çıkışlarını yaptığım için Veli beyin ayağına basmış oldum” şeklinde konuştu.
Mahkeme başkanı, Veli Gümüş’ün akrabalarını işe alması dışında başka bir usulsüzlüğünü görüp görmediğini sorması üzerine Gül, böyle bir durumu görmediğini belirtti.