Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) ile Suriye İşçi Sendikaları Federasyonu (GFTU) arasında iş birliği protokolü imzalandı.
Sendikal dayanışma ve ikili ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla HAK-İŞ ile GFTU arasında iş birliği protokolü imzalandı. HAK-İŞ Genel Merkezi’nde düzenlenen imza töreninde konuşan HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, ülkesine dönmek isteyen Suriyeliler için kolaylaştırıcı düzenlemeler yapıldığını söyleyerek, “Bu konuda HAK-İŞ olarak hem göç konusunda hem de Suriyeli misafirlerimizin ekonomik, sosyal ve bir kısım yasal hakları konusunda da bir çalışma sürdürmekteyiz. Özellikle hükümetimizin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında yapılan bir protokolle yaklaşık 1 milyon 575 bin geçici koruma altındaki Suriyeli kardeşimize çalışma izinlerini kolaylaştırıcı bir protokol imzalandı” dedi.
Çözülmesi gereken bazı hususların olduğunu aktaran Arslan, “Özellikle geçici koruma altındaki kardeşlerimizin çalışma izinleriyle çalışmaya başladıkları andan itibaren bazı sosyal yardımların kesilmesi konusunda bir sıkıntı yaşıyoruz. Hem bu sosyal desteklerin sağlanması hem de çalışma izinlerinin verilmesi, oturum haklarının sağlanması Suriyeli kardeşlerimiz için önemli süreçlerdir. Biz bunların muhataplarıyla görüşmeleri devam ettiriyoruz” diye konuştu.
“HAK-İŞ olarak inisiyatif almak istiyoruz”
Arslan, “Ülkemizdeki Suriyeli kardeşlerimizin haklarının ilerletilmesi, dönüş sürecinde karşılaştıkları zorlukların giderilmesi ve Suriye’ye dönen kardeşlerimizle ilgili yapılması gereken adımlar konusunda da HAK-İŞ olarak hem inisiyatif almak hem de o konuda da destek sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Türk işverenlerin Suriye’ye yatırım yapmalarını istediklerini dile getiren Arslan, Türk işverenleri bu konuda teşvik ettiklerini söyledi.
“Türkiye’deki terörsüz Türkiye projesi aynı zamanda Suriye’yi de, Irak’ı da kapsamakta”
Arslan, Suriye halkının Suriye’nin bütünlüğü etrafında toplanmasını önemsediklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Bu dayanışmayı devam ettirmek gerekiyor. Farklılıklarımızın içine sokulan fitne ateşinin bence yanmasına fırsat verilmemesi gerekiyor. Özellikle Süveyda’da, daha önce Golan Tepeleri’nde yapılan işgaller. Suriye’nin güneyi, güneybatısında yeni işgaller hedeflemektedir siyonistler. Buna izin verilmeyecektir. Hem Suriye halkı hem de ülkemiz bu tür saldırıları kınamakta. Suriye’ye yönelik herhangi bir şekilde işgal girişimine karşı da Suriye’nin bütünlüğünü savunmaktadır. Bu noktada değerli dostum, kardeşimle birlikte kuzeydoğu Suriye’deki gelişmeleri de yakından takip etmekteyiz. YPG’nin ve onun bileşenlerinin hala Suriye’nin bir bölümünde varlıklarını sürdürmüş olmaları bizi endişeye sevk etmektedir. YPG’nin Ahmed Şara ile yapmış olduğu anlaşmaya uymasını istiyoruz. Bu anlaşmalarda Suriye’yi bir bütün olarak kabul ettiklerini ve merkezi hükümete bağlılıklarını ifade etmişlerdi. Ama hala bu konuda ileri adımları atmadılar. Türkiye’deki terörsüz Türkiye projesi aynı zamanda Suriye’yi de kapsamakta, Irak’ı da kapsamakta. Bölgede siyonistlerin desteklediği ve ülkelerimiz için tehdit olan hiçbir terör örgütünün varlığını kabul etmiyoruz. Kuzey Suriye’de olup bitenlerin de barışçıl yollarla çözülmesini destekliyoruz ama bu ayak sürümeler, bu geciktirmeler bazı başka hesapların olduğunu da gösteriyor.”
Başta eğitim olmak üzere Suriye ile her türlü iş birliğine hazır olduklarını aktaran Arslan, pek çok konuda Suriyeli vatandaşlara katkı vermeye devam edeceklerini ifade etti.
“Suriyeli kardeşlerimiz için üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeye çalışacağız”
Arslan, imzalanan protokole ilişkin şunları kaydetti:
“Bugün imzalayacağımız iş birliği protokolü aslında bir başlangıç. Bunu daha da geliştirmek için yeni adımlar atacağız. Özellikle ülkemizde misafir ettiğimiz Suriyeli kardeşlerimizin sorunlarının çözümü konusunda katkı vermek üzere ortak bir platform, bir komitenin oluşturması önerisini biz de kabul ediyoruz. İnşallah bu komitenin oluşturulmasından sonra Suriye’den ülkemize gelen misafir Suriyeli kardeşlerimizin bizimle doğrudan temas kurmalarını da gerçekleştirmiş olacağız. Ülkemizde pek çok Suriyeli sivil toplum örgütü var. Ağırlıklı olarak da Suriyeli kardeşlerimizin oluşturduğu bu sivil toplum örgütleri içerisinde işveren örgütleri var. Diğer başka kültürel bir kısım faaliyet yapan örgütler var. Bunların sayıları 100’e yakın. Bunlarla temaslarımızı devam ettiriyoruz. Bu örgütlerle iş birliğimizi Suriye’den gelen göçmen kardeşlerimizin hayatlarını kolaylaştırmak, onların yaşadıkları varsa zorlukları giderme konusunda da HAK-İŞ onların başvurabileceği, onların sorunlarının çözüm adresi olarak, bunu da bu örgütlerle yapacağımız toplantıda onlara ilan edeceğiz. Dolayısıyla hem ülkemizde kalmaya devam edecek olan kardeşlerimiz için hem ülkelerine dönecek olan Suriyeli kardeşlerimiz için üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeye çalışacağız.”
