Gazze Mahkemesi (Gaza Tribunal) girişiminin Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna’daki oturumlarının dördüncü gününde yayımlanan sonuç bildirisinde, “İsrail güçlerinin derhal geri çekilmesini ve soykırımın, tüm İsrail askeri operasyonlarının, zorla yerinden etmelerin, sürgünlerin, yerleşim faaliyetlerinin, Gazze ablukasının ve Batı Şeria’daki hareket kısıtlamalarının sona erdirilmesini talep ediyoruz” denildi.
Dünyanın dört bir yanından soykırım ve uluslararası hukuk alanında uzman akademisyenler tarafından oluşturulan Gazze Mahkemesi (Gaza Tribunal) girişimi, 26 Mayıs’ta Bosna Hersek’teki Uluslararası Saraybosna Üniversitesi’nde başlayan oturumların ardından sonuç bildirisi yayımladı. Uluslararası hukuk alanında saygın bir uzman ve Birleşmiş Milletler’in (BM) işgal altındaki Filistin toprakları Özel Raportörlüğü görevini üstlenmiş olan Richard Falk’un başkanlığındaki bağımsız mahkemenin yayımladığı sonuç bildirisinde, “Biz, 26-29 Mayıs 2025 tarihleri arasında Saraybosna’da toplanan Gazze Mahkemesi’nin üyeleri olarak, Filistin’de devam eden soykırıma karşı ortak öfkemizi, Filistin halkıyla dayanışmamızı ve soykırımın sona erdirilmesi, faillerin ve destekçilerinin hesap vermesi, kurbanlar ve hayatta kalanlar için tazminat sağlanması, daha adil bir uluslararası düzenin inşası ve özgür bir Filistin için küresel sivil toplum mensubu ortaklarla birlikte çalışma kararlılığımızı ilan ediyoruz” denildi.
“İsrail güçlerinin derhal geri çekilmesini talep ediyoruz”
İsrail rejiminin soykırım, ırkçılık, hukuksuz yerleşimler, sistematik şiddet, demografik değişim ve aç bırakma politikalarının kınandığı bildiride, “İsrail güçlerinin derhal geri çekilmesini ve soykırımın, tüm İsrail askeri operasyonlarının, zorla yerinden etmelerin, sürgünlerin, yerleşim faaliyetlerinin, Gazze ablukasının ve Batı Şeria’daki hareket kısıtlamalarının sona erdirilmesini talep ediyoruz” ifadelerine yer verildi.
Gıda, su ve temel ihtiyaçlar dahil olmak üzere Gazze Şeridi’ne büyük ölçekli insani yardımların hiçbir kısıtlama ve engel olmadan yeniden başlatılması talep edilen bildiride, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) ve diğer insani yardım örgütlerine yönelik karalama ve engelleme faaliyetleri de kınandı.
Hükümetler ve uluslararası kuruluşlara eylemsizlik eleştirisi
Hükümetler ve uluslararası kuruluşların sert bir şekilde eleştirildiği bildiride, “Tüm hükümetlere, bölgesel ve uluslararası kuruluşlara, son 19 ay boyunca ortaya konulan tarihi suskunluk ve eylemsizlik skandalına son vermeleri, İsrail’in saldırılarını ve ablukasını sona erdirmek için ellerindeki tüm imkanlarla acilen harekete geçmelerini, uluslararası hukuku savunmalarını, failleri hesap vermeye zorlamalarını ve Filistin halkına derhal yardım ve koruma sağlamaları çağrısında bulunuyoruz” denildi.
İsrail’in Filistin’de işlediği savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırım eylemlerine suç ortağı olan ülkelerin de eleştirildiği bildiride, birçok medya kuruluşunun ise bu soykırımı örtbas etmek konusunda utanç verici bir rol üstlendiğine dikkat çekildi. Bildiride, Batı ülkelerinde hükümetler, polis, özel sektör ve eğitim kurumları tarafından insan hakları savunucuları, barış yanlısı aktivistler, öğrenciler, akademisyenler ve çalışanlara yönelik uygulanan baskı ve adaletsiz uygulamalar da kınandı.
“Filistin halkının ırkçılık sistemine silahlı direniş de dahil olmak üzere direnme hakkını tanıyoruz”
Filistin halkının yüz yılı aşan zulme karşı sergilediği cesur direnişin kendilerine ilham verdiğini ifade eden mahkeme üyeleri, bildiride Filistin halkının yabancı işgale, ırkçılık sistemine ve ırkçı bir rejimin boyunduruğuna karşı uluslararası hukuka uygun ve BM Genel Kurulu tarafından da tanınan bir şekilde silahlı direniş de dahil olmak üzere direnme hakkını tanıdıklarını ifade etti.
İsrail rejimini tecrit ve boykot çağrısı
Bildiride, “İkinci Dünya Savaşı sonrasında inşa edilen ve merkezine insan haklarını alan uluslararası düzen, İsrail rejiminin Batılı müttefikleri tarafından bu rejimin cezasızlığını sürdürme çabasıyla başlatılan yoğun saldırılar neticesinde çökme riskiyle karşı karşıyadır” denildi.
İsrail rejiminin tecrit ve boykot edilmesi çağrısı yapılan bildiride, “İsrail rejiminin hesap vermesini sağlamak için evrensel boykot, yatırımların geri çekilmesi, yaptırımlar, askeri ambargo, uluslararası kuruluşlardan uzaklaştırma ve faillerin yargılanması gibi tüm yollarla derhal harekete geçilmesini talep ediyoruz” ifadeleri kullanıldı.
“Filistinlilerin hayatları tehlikede”
İsrail aleyhinde Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) görülen tarihi soykırım davasının takdir edildiği bildiride, bu davayı UAD’ye taşıyan Güney Afrika’nın ilkeli eylemi de tebrik edildi. Aynı şekilde Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) İsrail rejiminin iki üst düzey lideri hakkında çıkardığı tutuklama emrinin de memnuniyetle karşılandığı kaydedilen bildiride, taraf devletlere tutuklama yükümlülüklerini yerine getirmeleri, ABD’ye ise UCM’ye yönelik tüm yaptırımları kaldırma ve adaleti engelleme çabalarına son verme çağrısı yapıldı. Bildiri, “Artık adalet sorumluluğunun vicdan sahibi bireylerin, sivil toplumun, toplumsal hareketlerin ve her birimizin omuzlarında olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle önümüzdeki aylardaki çalışmalarımızı bu sorumluluğu yerine getirmeye adayacağız. Filistinlilerin hayatları tehlikede. Uluslararası ahlaki ve hukuki düzen tehlikede. Başarısız olamayız. Vazgeçmeyeceğiz” ifadeleriyle son buldu.
