Aydın’ın Efeler ilçesindeki ASTİM Organize Sanayi Bölgesi’nde tarım aletleri üretimi yapan fabrikanın sahibi iş insanı Hidayet Gülpınar, İsviçre’de gördüğü cam kovandaki arıları görerek benzer bir sistemi kendi ofisine kurdu. Boş zamanlarında cam kovandaki arıları izleyen Gülpınar, “2 bin metrekare büyüklüğündeki fabrikada 5 bin işçi arımız var” diyerek arıların sesinin kendisine huzur verdiğini belirtti.
İş insanı Hidayet Gülpınar, bir iş gezisi için gittiği İsviçre’de cam kovan içerisindeki arıları görünce çok beğendi. Küçüklüğünde de babasının arıcılık ile ilgilendiği Gülpınar, bu fikri geliştirerek kendi ofisine uyarlamaya karar verdi. Tasarımı ve imalatı kendisi ve marangoz bir arkadaşına ait olan, açılıp kapanabilen pencereye benzeyen ve iki yüzü cam olan kovan yaparak ofisine kuran Gülpınar arıları ile aynı ofiste çalışıyor. Görenlerin dikkatini çeken cam arı kovanını boş zamanlarında izleyerek arıların vızıltılarını dinlediğini söyleyen Gülpınar, arıların kendisine huzur verdiğini ve dinlendirdiğini kaydetti.
Tasarım ve arı ırkını özel olarak seçti
Cam arı kovanını tasarım ve yapımının kendisi ve bir marangoz arkadaşına ait olduğunu belirten iş insanı Hidayet Gülpınar, “Bu arı kovanını yaklaşık 1 ay önce yaptım. Daha önce İsviçre ziyaretimde orada camdan kovanın farklı bir modelini görmüştüm. Daha sonra o gördüğüm kovanı kendi ofisime uyarlamak istedim. Tasarımıydı, imalatıydı derken bunu yapabilmek için 3 gün Karpuzlu’daki marangoz arkadaş ile uğraştık. Arılar da özel olarak Denizli’den çok fazla saldırgan olmayan ’belfast’ dediğimiz bir arı ırkını getirdik. Tamamen doğal bir oluşum. Dışarıdan rahatça içeri girip, beslenmelerini yapıp tekrar geri çıkabiliyorlar. Bizim iş yerimizin bulunduğu organize sanayi bölgesinde bol miktarda çiçek var, fazla da arı yok. Arılar 9 kilometre kadar uçabildikleri için yakın civarda kırsal mahallelerimiz de var. Bazı arkadaşlarımız sanayi ortamında arıların günahına giriyor diye söylemlerde bulunuyorlar ama öyle bir durum yok. Arılarımız gayet güzel polen getiriyorlar. Normal dışarıdaki kovanda bulunan arılardan hiç bir farkı yok. Sadece kovanımız camdan oluşuyor. Arılar tamamen dışarı ile bağlantılı ofis ve fabrika içerisine girmiyorlar. İstenildiğinde kapakları açıp dışarıdan bakımlarını yapabiliyoruz. Normal bir kovana nasıl bakım yapılıyorsa aynı şekilde burada da durum o şekilde” dedi.
“Görenlerin dikkatini çekiyor, ben de boş kaldıkça izliyorum”
Arıları izlemenin kendisine huzur verdiğini belirten Gülpınar, “Boş kaldığımda burada oturup akvaryum izler gibi arıların hareketlerini izliyorum. Sakin bir ortam oluştuğu zaman arıların vızıltılarını rahatça duyabilirsiniz. O benim için kafa dinlendirici sakin bir müzik gibidir. Çayımı kahvemi arılara bakıp onları izleyip dinleyerek geçiriyorum. Güzel bir ortam oluşturduk. Buraya gelen arkadaşlarımızın da dikkatini çekiyor. Kimisi cam ortamda arıların hareket etmeyeceğini rahat olamayacaklarını söylüyor ama tam tersine gayet rahatlar ve hareketlerinde hiçbir farklılık yok. Peteklerini kendileri yapmaya başladılar. Şu anda polen zamanı, yumurtalama zamanı. Güzel üreme yapıp polen getiriyorlar. Biz bunu hobi amaçlı yaptık ve herhangi bir ticari beklentimiz yok. Buradan bal satalım, polen satalım, yavru satalım gibi bir beklentimiz yok. Hobi amaçlı, kafa dinleme amaçlı yaptığımız bu çalışma gayet de güzel oldu. Bunlar çoğaldıkça peteklerini arıcılıkla uğraşan bir arkadaşa veririz O şekilde devir-daim sağlarız. İlerleyen zamanlarda çoğalır bu arılar. Bu camdan kovan 16 petek kapasiteli. Fazla arı olunca oğul çıkar kaçar giderler. O nedenle bölüp arkadaşlara hediye edeceğiz. Fabrikamız 2 bin metrekarelik bir fabrika, bu cam kovanımızın içerisinde de ortalama 5 bin arı vardır. Yani 5 bin tane işçi çalıştırıyoruz diyebiliriz” ifadelerini kullandı.
“Senkronize bir şekilde çalışıyor ve çok temizler”
Babasının da bir dönem arıcılıkla uğraştığını ve çocukluğundan gelen bir arı merakı olduğunu sözlerine ekleyen Gülpınar şunları kaydetti:
“Arılar senkronize bir şekilde çalışıyorlar. İşçi arılar gelip-gidiyorlar. Yavrulara bakan arı ayrı, kovanın içerisindeki pislikleri temizleyen arı ayrı. Kovanın içerisinde hiçbir pislik bırakmıyorlar, tamamen dışarı atıyorlar. Çok temizler. Bunu izlemek de beni çok rahatlatıyor, çok hoşuma gidiyor. Ben çocukken babam arıcılıkla da uğraşıyordu. Arı kovanlarımız vardı. O zamanlardan gelen bir merak benimkisi. Balı çok severdim, çocuklarım da balı çok seviyorlar. Artık buradan canımız bal istediğinde yada kahvaltılarda petekten bir miktar kesip kahvaltıyı onunla yapacağız.”
