23 Nisan 2025’te Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, yalnızca fiziksel etkileriyle değil, dijital ve geleneksel medyada oluşturduğu geniş yankıyla da kamuoyunun ana gündem maddesi haline geldi. Ajans Press Teknoloji’nin Newscope platformu üzerinden gerçekleştirdiği analizde, depremle ilgili 3,9 milyonun üzerinde içerik tespit edildi.
Newscope’un analizlerine göre, son altı gün içerisinde İstanbul depremiyle ilgili üretilen içerik sayısı, geride bıraktığımız bir ayda ülke gündemini meşgul eden önemli olayların toplam içerik sayısını geçti. Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması, ABD-Çin vergi savaşları, Papa Francis’in ölümü gibi başlıkların toplamından daha fazla haber, analiz ve paylaşım İstanbul depremiyle ilgili olarak yalnızca 6 günde üretildi.
197 ülkede 152 milyon haber kaynağı ve 40 sosyal medya ağını tarayan Newscope verilerine göre, İstanbul’da yaşanan depremle ilgili, son altı gün içinde dijital mecralarda 242 binin üzerinde kullanıcı içerik üretti. Paylaşım yapan kullanıcıların yüzde 61,6’sı erkek, yüzde 38,4’ü ise kadınlardan oluştu. Demografik veriler, depremin en yoğun şekilde 25-34 yaş aralığındaki kullanıcılar tarafından konuşulduğunu ortaya koydu. Verilere göre, yaşanan deprem ülkemiz dışında global medyada da ciddi yansıma buldu. ABD medyasında 60 bin 369, Hollanda medyasında 35 bin 112, Almanya medyasında ise 26 bin 785 içeriğin yer aldığı görüldü. Deprem anında ve sonrasında en çok konuşulan başlık ise GSM operatörlerinde yaşanan kesinti oldu.
Yapılan açıklamaya göre; deprem anı ve sonrasında dijital platformlardaki yoğun bilgi akışı, kriz dönemlerinde hızlı ve güvenilir iletişimin kritik önemini gözler önüne serdi.
Kullanıcılar ve uzmanlar ikiye bölündü
23 Nisan’da İstanbul Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından, deprem uzmanları olası büyük bir İstanbul depremi konusunda farklı görüşler dile getirdi. Bazı uzmanlar yaşanan depremin büyük İstanbul depremini daha da öne çektiğini vurgularken, bazı uzmanlar ise büyük bir deprem beklentisinin olmadığını vurguladı. Bu farklı görüşler, İstanbul’da olası büyük bir depreme karşı hazırlıklı olmanın ve yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesinin önemini ortaya koydu.
