Son zamanlarda üst solunum yolu enfeksiyonlarında hareketlilik yaşandığı belirtilirken uzmanlar, ölüm iddialarıyla gündeme gelen halk arasında “atom” veya “sarı serum” olarak ifade edilen serumlara karşı uyarılarını yineledi. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Hülya Kuşoğlu, “Solunum yolları enfeksiyonlarında artış gözlemliyoruz, beklenen bir artış. Vitaminlerin gıdalarla alınmasını tercih ediyoruz. ’Damardan vitamin takviyesi yapınca hemen ayağa kalkacağız’ gibi yanlış bir inanış var, aklım almış değil, böyle bir durum yok. Bilinçsiz uygulamalarda insanlar hastanelik olabiliyor hatta hayatını kaybedebiliyor. Lütfen, hekim kontrolü olmadan, evde, hastane ortamı dışında damardan vitamin takviyeleri yapmayalım” dedi.
Son zamanlarda üst solunum yolu enfeksiyonlarında hareketlilik olduğunu söyleyen uzmanlar uyarıyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Hülya Kuşoğlu da bu sürece ilişkin bilgi verdi. Kuşoğlu, ölüm iddialarıyla gündeme gelen doktor kontrolü ve hastane ortamı olmadan takılan halk arasında “atom” veya “sarı serum” olarak ifade edilen serumlara karşı uyarılarını da yineledi.
“İnfluenza muhtemelen birkaç hafta sonra daha da artış halinde olacak”
“Mevsimin de gelmesiyle beraber solunum yolları enfeksiyonlarında artış gözlemliyoruz, beklenen bir artış” diyerek sözlerine başlayan Uzm. Dr. Hülya Kuşoğlu, “Salgın olarak değil ama beklenen düzeyde bir hastalık artışı gerçekten görüyoruz. Okulların açılması, havaların soğuması ve insanların kapalı ortamda; daha kalabalık bir yerde, daha sıkışık zaman geçirmesi sebebiyle yayılım da daha kolay oluyor. O nedenle bu mevsimde beklediğimiz artışı görüyoruz, hem çocuklarda hem erişkinlerde beklediğimiz bir solunum yolu enfeksiyonu dönemi. Acile de başvurular oluyor, hastalarımızın ateşi de yükselince, solunum sıkıntısı olunca ilk aklına acil servisler geliyor. Enfeksiyon, iç hastalıkları, göğüs, kulak burun boğaz hastalıkları polikliniklerinde de hastalarımızın sayısında artış var. Pek çok solunum yolu virüsü gündemde, nezle virüsleri de dahil bunlar; Rinovirüsler olabilir, Covid; son 5 yılda her zaman listenin içinde, bu aralar da covid sayısında da artış var. İnfluenza virüsü de yavaş yavaş görünmeye başlandı, muhtemelen birkaç hafta sonra daha da artış halinde olacak. En fazla nezle virüsleri, Rinovirüs başta geliyor, covid ardından influenza virüslerini görüyoruz. Bazı virüsler daha ağır seyirli bir klinik tabloda oluyor. İnfluenza mesela çok yüksek ateş, kas ağrısı, belirgin bir şekilde hastayı perişan edecek, ‘Hiç halim yok’ diyecek şekilde hastaneye başvurmasına sebep olabiliyor. Covid’de de ciddi bir boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı, bu aralar bazen nefes darlığı da olabiliyor, ağırlıklı bunlar. Genel olarak solunum yolları virüsleri benzer yakınmalarla seyrediyor. Ayrımını yapmak sadece muayene ve hastanın şikayetiyle çok kolay olmayabiliyor. Mikrobiyoloji testlerinden destek alırsak doğru tanıya da ulaşmış oluyoruz” dedi.
“65 yaş üzeri ve yeni doğmuş bebekler biraz daha riskli”
Risk gruplarından bahsederek uyarılarını sıralayan Kuşoğlu, “İki enfeksiyonu aynı anda geçirmek tam bir talihsizlik olabilir, olmaz diye bir şey yok, genellikle tek olanı görüyoruz. Bağışıklık sistemi o dönemde biraz daha yavaşladığı veya yorulduğu için etrafındaki diğer virüsü de kolaylıkla alabiliyor. Solunum yolu enfeksiyonları 7 ila 10 gün süreli bir seyirde gözlemleriz, bağışıklık sistemi biraz daha zayıf olan kişilerde 2 haftaya kadar yayılabilir. Bünyeden bünyeye değişebilir; bazı kişilerin önceden de faranjiti vardır, öksürük daha fazla sürebilir. Bağışıklık sistemi daha yavaş çalışan insanlar, kronik hastalığı olanlar; kalp hastalığı, akciğer, karaciğer, böbrek, diyabet hastalığı olanlar, belki onkolojik tedavi gören veya immün sistemi baskılayıcı ilaç tedavisi gören kişiler, biraz daha yatkın olacaklardır. 65 yaş üzeri ve yeni doğmuş bebekler biraz daha maruziyet anlamında daha riskli. İnfluenza aşısı özellikle risk grubundakilerin, hasta olmak istemeyen tüm toplumdaki kişilerin olabileceği, kolay da ulaşabileceği bir aşı, olmalarını tavsiye ediyorum. Üst solunum yolu enfeksiyonu olarak başlayıp kendimize iyi bakamazsak, dinlenmezsek uygun tedaviyi almazsak ve de kronik hastalığımız olup yatkınlığımız varsa alt solunum yollarına da inebilir. Bu biraz daha kritik bir durum oluyor. Hastaneye yatışlar ve daha ciddi tedaviler de gerekebilir. Kronik hastalığı olmayan sağlıklı bir kişide istirahat, kendini izole ederek belki ateşi çıkınca alması gereken ilaçları alarak, iyi beslenmesine, uykusuna dikkat ederek çok ağır klinik tablolara geçmesini beklemeyiz. İnsanlar hasta olduğunda kendini izole ederse, okula, işe gitmezse, çevresindeki arkadaşlarını enfekte etmezse bu sayı daha az olacaktır. Gitmek durumunda kalırsa da maske takarak, mesafeye, el hijyenine dikkat ederek etrafındaki kişileri de korumuş olur. Özellikle maske takılması konusunda tavsiyelerim olacak, kalabalık ortamlarda örneğin; toplu taşımada ya da asansör gibi sıkışık bir ortam varsa, kalabalık bir yere gideceksek maske takarak kendimizi korumuş oluruz. El hijyeni oldukça önemli bir de mesafeye dikkat etmek gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Damardan bilinçsiz uygulamalarla kişiler hayatını kaybedebiliyor”
Beslenme süreçlerine yönelik bilgi veren Kuşoğlu, “Sıvı, ılık çay, ılık şeyler içmek iyi gelecektir, sağlıklı beslenme, günlük almamız gereken sebze ve meyve porsiyonlarını tamamlamak. Mümkünse biz vitaminlerin gıdalarla alınmasını tercih ediyoruz. Vitaminleri de sonuçta uygun kullanmak gerekiyor. Kişinin eksikliği varsa onunla ilgili bir tedavi planı zaten yapılacaktır ama bir kişi ‘Solunum yolu enfeksiyonu geçiriyorum’ diye kendisine ekstradan takviye alacaksa B, C veya diğer multivitaminler çok da faydasını görmeyecektir. Bir şekilde böyle bir yanlış inanış var; ‘Damardan vitamin takviyesi yapınca hemen ayağa kalkacağız, hastalık çabuk iyileşecek’ gibi aslında böyle bir durum yok. Hatta damardan yapılan vitamin uygulamaları alerjen olduğu için kişi farkında olmadan alerjiktir. Bunu evde yapınca, kontrollü bir ortamda yapmayınca da hayatını riske atacak şekilde bir alerjik reaksiyon verebilir. Bazen haberlerde de çıkıyor, böyle evde yapılan bilinçsiz uygulamalarda insanlar hastanelik olabiliyor hatta daha ileri aşamalarda hayatını da kaybedebiliyor. Lütfen, hekim kontrolü olmadan, hastane ortamı dışında, bu şekilde damardan vitamin takviyeleri de yapmayalım. Sonuçta hastane ortamında bir problem yaşanacaksa hızlı müdahale edilip gerekli önlemler alınacaktır ama hastane dışındaki bir ortamda yapılamayacağı için kişinin hayatını riske atacaktır. Getireceği fayda da olmayacağı için böyle bir yaklaşım niye var, çok da aklım almış değil. Hastane dışında evde bu tarz damardan uygulamalar lütfen yapmayalım” dedi.




